Kuvvetle muhtemel feminem düşüncenin kati onaylamayacağı, Kadın - Erkek ilişkilerini ataerkil yapıda ustalıkla irdeleyen, muazzam bir görsel şölen..
Seçilen müzikler oldukça başarılı , oyunculuklar da öyle. +18 öğeler sıklıkla kullanılsa da rahatsız etmiyor. Haylaz yazarımız Hank Moody, çoğu ortayaş erkeğin imren ile izlediği; hayat tarzı ile (alkol , esrar, sigara, çıtır L.A. kızları arasında) aslında bir kaçışın içerisinde. Temel de kaçış L.A. den kaçış gibi görünse de , konu New York a gidiş değil tamamen "kendinden" kaçış. Dişe dokunur işi yok. Sağ farı kırık bir porsche 911 i dışında , zekası ve yazma kabiliyeti dışında hiç birşeyi yok.
Kızı Becca ve hayatının kadını Karen a her seferinde kendini ispatlamak zorunda kalsa da (ki onlara göre tam bir "loser") , tüm o kokuşmuşluk içerisinde kendi ahlak yapısını korumaya çalışan, temel de tek bir kadını seven ve kızı için herşeyi yapabilecek bir baba figürü çiziyor.
Aslında senarist(ler)in yaratmaya çalıştığı ironi de bundan ibaret. Birini ne kadar sevebilirsin, onun için neler yapabilirsin, ve bu yapabileceklerin birlikte olmak için yeter li mi? En nihayetinde bunu irdeledikten sonra şu sonucu çıkarıyorsunuz.
"Aşk , sevgi tam bir ilüzyon" ve insanoğlu monogamik bir yapıya sahip değil.
Seçilen müzikler oldukça başarılı , oyunculuklar da öyle. +18 öğeler sıklıkla kullanılsa da rahatsız etmiyor. Haylaz yazarımız Hank Moody, çoğu ortayaş erkeğin imren ile izlediği; hayat tarzı ile (alkol , esrar, sigara, çıtır L.A. kızları arasında) aslında bir kaçışın içerisinde. Temel de kaçış L.A. den kaçış gibi görünse de , konu New York a gidiş değil tamamen "kendinden" kaçış. Dişe dokunur işi yok. Sağ farı kırık bir porsche 911 i dışında , zekası ve yazma kabiliyeti dışında hiç birşeyi yok.
Kızı Becca ve hayatının kadını Karen a her seferinde kendini ispatlamak zorunda kalsa da (ki onlara göre tam bir "loser") , tüm o kokuşmuşluk içerisinde kendi ahlak yapısını korumaya çalışan, temel de tek bir kadını seven ve kızı için herşeyi yapabilecek bir baba figürü çiziyor.
Aslında senarist(ler)in yaratmaya çalıştığı ironi de bundan ibaret. Birini ne kadar sevebilirsin, onun için neler yapabilirsin, ve bu yapabileceklerin birlikte olmak için yeter li mi? En nihayetinde bunu irdeledikten sonra şu sonucu çıkarıyorsunuz.
"Aşk , sevgi tam bir ilüzyon" ve insanoğlu monogamik bir yapıya sahip değil.